It's a Wonderful Life

 Öncelikle herkese merhaba,
Sinema dünyasında özellikle son zamanlarda hep en son çekilen filmlerin analizlerinin yapıldığını gördüm. Evet gerçekten çok kaliteli filmler vizyona girdi ve girmekte ancak ben daha derinlerdeki filmlerden, en son zamanlardaki vizyon filmlerinin çıkış sebebi olan “klasik filmlerden” bahsedip bir öneriyle ilk yazıma başlamak istiyorum.
“Her şeyin bir ilki vardır” sözündeki gibi film sektörü de bu şekilde gelişme göstermiştir. İlk önce film çekilir, daha sonrakiler ilkinden etkilenip çekilir ve bu şekilde sinema sektörü ilerler. Klasik film dediğimizde; zamana direnen, ne kadar zaman geçerse geçsin hep bireysel olarak ayakta ve akılda kalan filmler aklımıza gelir.   
Hepimiz bundan en az 30-35 yıl önce çekilmiş olan filmler mutlaka izlemişizdir diye düşünüyorum. En klasikleri: Casablanca, Gone with the wind, Seven Samurai, The Sting, The Apartment vb.. Hepsini tabii ki tek tek saymayacağım çünkü ilerleyen zamanlarda hepsinin analizini ayrı ayrı yapacağım ancak bugün ilk analizime Frank Capra’nın 1946 yılında çekilen unutulmaz filmi “It’s a wonderful life” yani Türkçeye çevrilmiş hali, “Şahane Hayat” ile başlamak istiyorum.
Yönetmen: Frank Capra
Senarist: Frances Goodrich, Albert Hackett
Oyuncular: James Stewart, Donna Reed 
















Abidin Dino mutluluğun resmini göstermiş ancak hiç kimse mutluluğun filmini açıklamamıştı. Ben buradan açıklıyorum Şahane Hayat mutluluğun filmidir. Zaten böyle olduğu için Amerika’da her yılbaşı günü televizyon kanallarında yayınlanmaktadır.
Filmin ana karakterlerini benim en sevdiğim aktörlerden biri olan James Stewart ile Donna Reed yapmaktadır.

Şahane hayat aslında pek de adı gibi güzel bir hikayeyi anlatmıyor. Hümanist bir karaktere sahip olan George Bailey, bir süre sonra borç batağına saplanır. İşin içinden ne yapsa çıkamaz ve çareyi en son intihar etmekte bulur. İşte tam bu sırada ise gökten bir melek gelir ve George Bailey dünyada olmasaydı hayatındaki insanların ne durumda olacağını gösterir. 

Şahane Hayat, karanlık bölümler aracılığıyla hayatın değerini vurgulayan bir sonuca ulaşır. ABD’de Ulusal Film Koruma Heyeti tarafından Kongre Kütüphanesinde saklanmak üzere seçilen bu nadide film herkes tarafından izlenmeli. Belli mi olur belki siz de benim gibi her çan sesi duyduğunuzda bu filmi anımsayabilirsiniz.
İyi seyirler..

Yankı Doğa Çınardal


Yorumlar