The Fault In Our Stars - Aynı Yıldızın Altında


Filmin Süresi: 126 dakika
Oyuncular: Shailene Woodley (Divergent), Ansel Elgort
Yönetmen: Josh Boone
Imdb: 8.5
RottenTomatoes: %80
Filmegitmedenönce: 8.0

Ağlamaya hazır olun.


Film, John Green’in aynı adlı romanından uyarlandığı için, filmin konusunu ve olayların nasıl gelişeceğini bilsek de herkes filmi izleyebilmek için gün saydı. Kitap haftalarca çok satanlar listesinde kalmayı başardığı için filmin çok reklamı yapıldı. Zaten kitabın sevenleri bir hayli fazla. Bu da doğal olarak insanların beklentisini yükseltti. Peki film bu beklentiyi karşılayabilmiş mi derseniz, kesinlikle güzel bir iş çıkmış ortaya.

Kanser hastası olan ve hala yaşadığına bile inanamayan Hazel Grace Lancaster, annesinin zoruyla gittiği destek grubunda karşısına çıkan Augustus Waters ile tanışıyor ve onun için yeni bir umut doğuyor. Hazel, Augustus’un hayata pozitif bakışından; Augustus ise Hazel’in yeri geldiğinde gerçekçi davranabilmesinden bir şeyler öğreniyor. Bir bakıma birbirlerini tamamlıyorlar ve hayatta yeni bir umut ve amaçları oluyor.

Filmdeki tüm oyuncular, yönetmen ve ekip gerçekten iyi iş çıkarmış. Öncelikle film, yönetmen Josh Boone için çıkış filmi olacak gibi duruyor. Filmdeki çekimler ve görüntü kalitesi de filmi izlenir kılan unsurlardan. Aynı şekilde başrol oyuncularımız Shailene Woodley ve Anse lElgort genç yaşlarına rağmen, kanser hastası olan Hazel ve Augustu skarakterlerinin hakkını vermiş. İki kanser hastası genç arasındaki aşkı ve karakterlerin psikolojilerini bize çok iyi hissettiriyorlar.

Filmin en büyük başarısı ise, drama eğilimli ve trajik olaylardaki mizah ögesini bulup seyirciyi güldürebilmesi olmuş bana göre. Ayrıca filmin önemli bir bölümünün Amsterdam’da çekilerek farklı mekanlar kullanılması da filme hareketlilik kazandırmış. Fakat beni ve tahminimce diğer seyircileri de  hayal kırıklığına uğratan unsur Amsterdam’daki meşhur yazar Peter Van Houten olmuş. WillemDafoe oyunculuk konusunda elinden geleni yapsa da Hazel gibi hayattaki tek isteği en sevdiği kitabın yazarıyla tanışıp, aklındaki soruları sormak isteyen bir kız için Peter Van Houten tam anlamıyla hayal kırıklığı oluyor. Hazel uçağa binmesinin tehlikeli olduğu bir zamanda ünlü yazarla tanışmak için Amsterdam’a gidiyor fakat karşılaştığı manzara onu ve seyirciyi pek mutlu etmiyor. Bu durum Hazel’ın hayattaki tek amacının yitip gitmesine neden oluyor fakat bu bize acıma duygusu mu yoksa hayal kırıklığı mı yaşatıyor karar veremiyoruz. Kısacası Amsterdam seyahati, ikilinin ilişkisini bir adım ileriye taşıyor fakat istedikleri cevapları alamadan dönüyorlar.

Filmin oyuncu kadrosu ne kadar iyi olsa da senaryo sadece Hazel ve Augustus’a odaklanarak yan karakterleri pek önemsememiş ne yazık ki. Bu durum da yardımcı roldeki oyuncuların yeteneklerini sergileyememesine neden olmuş. Bu noktada, kitaptan uyarlanan senaryonun o derin anlatımı yakalayamadığını söyleyebiliriz. Ancak yine de kitabı okuyanlar için harika şekilde uyarlanmış bir film var. Başroller de çok yerinde bir performans sergiliyor.

Kısacası eğer siz de John Green kitaplarına hayran, romantik bir sulu gözseniz kaçırmadan izleyin derim.

Selin Dağlıoğlu


Yorumlar