Maze Runner - Labirent: Ölümcül Kaçış

Filmin Süresi: 113 dakika
Yönetmen: Wes Ball
Oyuncular: Dylan Obrien, Kaya Scodelario, Will Poulter
Imdb: 7.7
Rottentomatoes: %64
Filmegitmedenonce: 7.2
Fragman sayfanın altındadır
Yazar: Cem Başak

Gişe bilgisi: Film ülkemizde haftasonu 93 bin kişi tarafından izlendi. Karşılaştırmak gerekirse vizyona girmeden daha çok popüler olan Açlık Oyunları'nın ilk filmi 111 bin kişi tarafından izlenmişti. Yani Maze Runner iyi bir açılış yaptı.

Harry Potter, Twilight, Açlık Oyunları, Divergent,  Percy Jackson, The Giver vb. gibi, gençlerin başrolünde bulunduğu kitap uyarlamaları stüdyolar arasında çok popüler oldu. Saydığımız filmler arasında hiçbiri Harry Potter'ın gişe veya popülerlik başarısına ulaşamadı ancak buna ulaşmanın ne kadar zor olduğunu düşünürsek (son Harry Potter, tüm zamanların en çok yapan 4. filmi) bu serilerin genel olarak delice para kazandığını söyleyebiliriz.

Maze Runner da üç kitaplık bir serinin ilk uyarlaması. Teen Wolf'tan tanıdığımız Dylan Obrien liderliğindeki Maze Runner'ın 2. filmi seneye bugünlerde vizyona girecek. İlk filmi kısaca özetlememiz gerekirse, iyi performanslar, ilk filmini başarıyla çeken bir yönetmen, büyük beklentiler, tempolu bir ilk saat ve beklentileri pek de karşılamayan bir son ile karşılaştık diyebiliriz. Kısacası iyi bir film var ancak eğer filmde çok mantık ararsanız ve sonunu sevmezseniz hayal kırıklığı olur.

Maze Runner, kendini birden hiç bilmediği bir yerde bulan Thomas adlı karakter hakkında. Thomas bir gün uyandığında kendini bir labirentin ortasında buluyor. Bu alanda insanlar düzen içinde yaşıyor. Labirentin ortasında bulunan ve doğayla bir bütün halinde yaşayan herkes labirente nasıl geldiğini hatırlamıyor. Kim olduklarını da hatırlamıyorlar.

Filmin ilk saatinde yaptığı en iyi şey gizemi koruyup gerilimi arttırmak. Thomas bu topluma katıldığında insanlar bu labirentten hiç bir çıkış yolu olmadığını düşünyüyor. Thomas da yeni gelen delikanlı olarak oradakilerin bu görüşüne karşı çıkıyor. Meraklı bir kişi sonuçta. Sebebini bilmediği bir şey yüzünden bir labirentin ortasında tıkılıp kalmış durumda. Bu kimsenin kabullenebileceği bir durum değil.


Filmde bulunan bu bütün belirsizlikler sizi içine çekmeyi iyi başarıyor ve ilk saat tempolu bir şekilde ilerliyor. Sona doğru da tempo biraz düşüyor genede de ilk filmini başarıyla çeken Wes Ball ve oyuncuları iyi performanslarına devam ediyorlar. Tabii filmin 2. yarısı ilki kadar başarılı değil. Ayrıca filmin 30 milyonluk bir bütçesinin olduğunu da belirtmek gerek. Bu rakam türün diğer filmlerine göre yüksek değil. Yinede görsellik ve teknik açısından bir problem yok. Ton da başarılı.

Narnia Günlükleri ve Game of Thrones'tan tanıyabileceğiniz Thomas Brodie-Sangster filmde öne çıkan karakterler arasında. İyi de oynuyor. Bütün oyuncuların iyi oynadığını da söyleyebiliriz.

Filmin sonunu çok anlamlı gelmiyor. Sadece 2. film için bir reklam gibi duruyor. Kitabın devamını okumadın diyebilirsiniz ama burada sadece tek film üzerinden değerlendirme yapılıyor ve filmin sonu gerçekten beklentileri karşılamıyor. 1.5 saat boyunca filmin sonunda ortaya çıkacak gerçeği bekliyorsunuz ve zaman geçtikçe beklentiler artıyor. Bu kadar yüksek beklentinin olması da filmin sonunun kötü bulunmasınına neden olabilir.

Şu sıralar gençlik romanlarından uyarlanan seriler için de sürekli orijinal olmama eleştirisi yapılıyor. Bu film içindeki labirentti, Harry Potter Ateş Kadehi'ndeki labirente benzetebilir ya da Açlık Oyunları'yla bağlantı kurabilirsiniz. Ancak şöyle bir şey var ki Maze Runner'ı türün sevenlerinin izlemesi gerek. Zaten benzer konuları ele alan bu filmlerde bu tür benzerliklerin görülmesi de zor bir şey değil. Aynı sorunun varlığından komedi ve drama türü için de bahsedebiliriz.

Sonuç olarak, Maze Runner bu gençlik/distopya filmleri arasında hayatta kalmayı, hatta sevilmeyi başarıyor. Tabii son zamanlardaki Açlık Oyunları seviyesinde değil ancak bu türde çok kötü örnekler 
olduğunu da unutmamak gerek. Bu sebeple Maze Runner'ı başarılı sayabiliriz. Türün sevenleri gitsin.


Yorumlar