Yönetmen: Damien Chazelle
Oyuncular: Miles Teller, J.K Simmson
Rottentomatoes: %97
Imdb: 8.4
Filmegitmedenonce: 8.7
Filmin müzikleri, filmle ilgili bilinmeyenler, ilk çekilen kısa film ve fragman sayfanın altındadır
Whiplash'le ilgili diğer yazılarımız:
Whiplash'le ilgili diğer yazılarımız:
Ödül sezonu açıldı diyebiliriz. Oscar konuşmayı seviyorsanız, çok muhtemel adaylardan biriyle karşı karşıyasınız. 29 yaşındaki yönetmen Damien Chazelle bu filmi ilk istediğinde gerekli para kaynağını bulamadı. Yönetmen bu filmle aynı isimde bir kısa film çekti ve Sundance Film Festvili'nde ödül kazandı. Bu yapımcıların dikkatini çektikten sonra Damien Chazelle, gerekli kaynağı buldu. Şimdi de Whiplash karşımızda.
Zaman zaman güldüğünüz, bir hayli gerildiğiniz, harika oyunculuklara ve farklı bir kurgu anlayışına sahip olan film, jazzı sevmeyenlere sevdirebilir. ''Bu müzik filmi. Ben müzikle ilgilenmiyorum. O zaman izlemeyeceğim.''demeyin. Her şeyi bırakın, en azından düşünmenizi sağlayacak.
Whiplash her anlamda çok sağlam. Benim adıma senenin en iyisi. Zaten başrol oyuncusu Miles Teller'ın kariyerinin gideceği yönü merak edenler ve J.K Simons (Spider-Man'den unutan yoktur) sevenler tarafından merakla beklenen filmin fragmanı da pek bilgi vermeden beklentiyi yükseltiyordu. Beklentiler yüksek olunca bazen hayal kırıklığına uğrayabiliyorsunuz ama bu sefer beklediğinizden yükseğini alma ihtimaliniz bile var.
Whiplash, New York'ta dünyanın en iyi müzik okullarından birinde davul (bateri) eğitimi alan Andrew'un (Miles Teller) hikayesini ele alıyor. Sektörde bir yer edinmek çok zor ve sonun da hiçbir şey olma ihtimaliniz de var. Bu sebeple Andrew'un babasının endişeleri bulunuyor ve karakterimiz çevresinden de beklediği desteği göremiyor. Okulda bir orkestra çalıştıran tecrübeli öğretmen Fletcher onu grubuna aldığında olaylar başlıyor. Fragmanı da izlediyseniz anlayacağınız gibi başta babacan bir mentör gibi duran Fletcher (J.K Simmons) sonrasında tam bir şeytana dönüşüyor. Kötü bir insan değil ama öğretme metodları oldukça sert.
Film boyunca ikili arasında olan inişli çıkışlı olayları izliyorsunuz. Öğretmen Flether, insanların içindeki gerçek yeteneği çıkarmak için onları sınırlarının ötesine itmesi gerektiğine inanıyor. Bu method filmde bulunsa da sonunda doğruluğu veya yanlışlığı hakkında farklı fikirlere sahip olunabilir. Yani filmden çıkan biri,'' Sınırlarınızı aşıp en iyisi olabilirsiniz ama bütün fedakarlıklara değer mi?'' sorusuna iki farklı cevap verebilir. Filmin en iyi özelliklerinden biri de sonunda tam olarak açık bir mesaj vermemesi. İnsanların film bittikten sonra iki zıt mesaj çıkarabilme olasılığı da filmi iyi yapıyor. Ek olarak Whiplash'deki iki ana karakter de kusursuz değil. Hatta büyük ihtimalle arkadaş olmak istemeyeceğiniz tipler olabilirler. İkisinin de kusurları var. Buna rağmen siz karakterleri sevmeye ve onlara önem vermeye devam ediyorsunuz. Bu da yapılması oldukça zor bir şey tabii.
Whiplash'te oyunculuklar harika. Bazı filmlerde oyuncuların gerçekten iyi oynayıp filmin önüne geçtiğini düşünürsünüz. Bu, oyuncunun sevenleri ve oyuncunun kendisi için iyi olsa da seyir zevkini düşürebilir. Sonuç olarak seyirci sadece iyi bir performans değil, iyi bir film izlemek ister. Bu filmde oyuncular inanılmaz oynarken kendilerini öne çıkarma çabası içinde değiller. Harika performanslar bir araya gelerek filmin başarısındaki etkenlerden birini oluşturuyor. Çok etkili bir takım çalışması var. Miles Teller kariyerinin en iyi performansını sergiliyor. 15 yaşından beri davul çalan bu arkadaş filmde de kendi çalıyor. Hatta kendini geliştirmek için haftada 3 gün 4 saatlik dersler almış. Miles Teller yükselişte bir oyuncuydu, şimdi ise Oscar adaylığı için konuşanlar var. Gerçekten davul çalarkenki hislerini anlıyorsunuz. Yaşadığı ikilemleri ve karanlıklaşan hayatını daha iyi oynayamazdı. J.K Simmons da kariyerinin en iyi performanslarından birini çıkarıyor. Miles Teller çok iyi oynuyor ancak J.K Simmons'ında filmi taşımada çok yararlı olduğunu söyleyebiliriz.
Whiplash oldukça tempolu ve akıcı. Çekimleri 19 günde tamamlanan filmin diğerlerine göre çok sayıda mekanı bulunmuyor. 106 dakikalık film oldukça hızlı ilerliyor. Damien Chazelle oyuncu yönetmenliğini çok iyi yaptığını söylemiştik. Filmin bunun dışında da iyi gidiyor. Filmde kameranın hareketleri ve açılar yerinde kullanılıyor ve çok öne çıkmıyor. Öne çıkan şey ise kurgu. Başta montajı garip bulabilirsiniz ama uzun süre müzik çalınan sahnelerin izlenebilmesi için böyle bir şey gerekiyor. Ayrıca yakın planlarda çok yerinde kullanılıyor. Tabii kurgu sahneleri sadece izlenebilir kılmıyor. Öne çıkarak gerilimi arttırıyor. Gerilim demişken Whiplash bunu çok iyi yapıyor. Sadece karanlık olmayan film sizi güldürmesini bile biliyor. Hatta bazı sahnelerde kendinizi şimdi gülsem mi yoksa gerilsem mi diye düşünürken bulabilirsiniz.
Sonuç olarak 29 yaşındaki yönetmen Damien Chazelle, lisede bulunduğu gruptan da esinlenerek yaptığı filmde amacına ulaşıyor. Oscar'a daha var ama Whiplash aday olmazsa bu sene çok fazla harika film izleyeceğiz anlamına gelir. Çünkü Whiplash neredeyse eksiksiz. Bir iki yerde sorgulayabilirsiniz ama bütüne bakınca gerçekten izlemesi zevkli. Bu güldürürken geren, davula başlasam mı diye sorduran, jazz müziği sevdiren, hepsinden de çok iyi oyuncularıyla akıcı şekilde ilerleyen filmi izleyin. Bazı filmleri sevmenize rağmen paylaşmaya değer bulamayabilirsiniz. Bazı filmleri de herkesin izlemesini, çok başarılı olmasını isterseniz. Bu da çok başarılı olmasını istediğim, yazısını keyifle yazdığım ve ismini duyunca heycanlandığım bir film.
Cem Başak
Bilinmeyenler müzik ve fragmanın altında.
Bilinmeyenler
İstanbul zili: Filmde belkide dikkatinizi çekmiş olan İstanbul yazılı ziller Istanbul Cymbals'ın ürünleridir. Zaten Osmanlı'da Ermeni ustaların el yapımı zilleri dünyaca ünlüydü. Günümüzde de bu kültürü devam ettiren ve dünyada bir numara diyebileceğimiz el yapımı zil üreticileri ülkemizde bulunmakta.
- Miles Teller'ın (Andrew) kendisini kaptırıp davul çalıştığı sahnelerin bazılarında yönetmen oyuncu yorulsun diye 'kes' diye bağırmamış, sahneyi devam ettirmiştir.
- Filmin çekimleri 19 gün sürmüştür.
- Film, Sundance Festivali'ne yollanmak için 10 hafta çekilip, kurgulanıp gönderilmiştir. 10 hafta bütün bir filmi bitirmek için çok kısa bir süre. Hele kalitesinin de yüksek olduğunu düşünürsek.
- Fragmanda da izlerseniz görebileceğiniz gibi kendini çok kaptıran Andrew'un bazen elleri kanamıştır. Bu oyuncu Miles Teller'a çekimler sırasında gerçekten olmuştur. Yani kanlı ellerin hepsi sahte değil.
- Filmin yönetmeni Damien Chazelle filmi çekecek para bulamadığı için bir kısa film çekmiştir. Kısa filmde Miles Teller yer almıyor ama sert öğretmenimiz J.K Simmons mevcut. Kısa film Sundance'te başarılı olunca ve yapımcılardan ilgiyi görünce karşımıza bu film çıkıyor. Yönetmen iyi ki pes etmemiş ve azimle filmi çıkarmaya çalışmış
- Dane Deehan başrol teklifini geri çevirmiştir.
- Filmde Miles Teller gerçekten davul çalmaktadır. 15 yaşından beri davul dersleri alan Teller, film için ek olarak haftada 3 gün 4 saatlik dersler almıştır.
- Filmde bulunan bir tokat sahnesinde birkaç çekimde yalandan tokatı deneyen Miles Teller ve J.K Simmons sonunda gerçek tokatla gitmeye karar vermişlerdir. Yönetmen bundan sonra yeni bir plan denememiş, sonuncusunu kullanmıştır.
Yazi için gerçekten teşekkürler ve ayrica büyük tebrikler. Bu yazi da filme yakişir bir yazi olmuş. Bu yilin en iyi filmlerinden biri olduğuna sonuna kadar katiliyorum.
YanıtlaSilZamanin akip gittiği bir şaheser.
Benim filmde beğendiğim noktalardan biri de aile sofrasindaki konuşmalardi. Müziğe bu kadar önem vermek yerine bizim ülkemizde de olduğu gibi futbolun ön plana çikmasi ve daha çok ilgi gösterilmesi çok çarpici anlatilmiş. 3.Lig takimlarinda oynayan bir futbolcu ile Dünyanin en büyük müzik okulunda baş baterist'in kiyaslanmasina gidilmiş. Filmin en sevdiğim noktalarindandi.
2 kez sinemada pek çok kez de bilgisayarımdan izlemiş olmama rağmen tekrar tekrar izlmekten keyif aldığım bir film. Zaten müzikle biraz olsun içli dışlı iseniz ister istemez sizi alıp içine katıyor film.
YanıtlaSilEklemek isteyeceğim, benim bu filmde en aklımda kalan sahne filmin en son sahnesinde o büyük soloyu attıktan sonra sessizlik anında andrew ve fletcher'ın göz göze gelmesi ve andrewdaki o hafif gülümseme.. ardından kapanışı yaparken gözümüzü alan ışık oyunları (bu ışık oyunları nedense bana david lynch filmlerinin ambiansını hatırlattı) .. mükemmel bir film, yazı için de ayrıca teşekkürler, keyifle okudum.
(Spoiler içerir)Filmi büyük bir beklentiyle izlememden mi kaynaklı ya da daha büyük anlamlar yüklediğimden mi bilemedim. whiplash benim için ortalarda bir Amerikan rüyası... Beğendiğim sahnelerden biri yemek masasından ailelerin "sidik" yarıştırmasıydı. Güzel bir detaydı. Oyunculuklar çok iyi, klasik Amerikan rüyası klişesinden kaçınmak için geliştirilen taktik ise filmin sonunda saklı, filmin sonu bir dk bile uzasa resmen başka bir şey oluyordu. yönetmeni kutlamak lazım. İşin tuhaf yanı filmin konusu; bağırıp çağıran amcanın orantısız davranışları ve buna katlanan ezik tipler... kim bilir! belki buradan kendi toplumumuza dair bişyer çıkartabiliriz ama biraz zorlama olur. en iyisi hiç bu konulara girmeyelim.
YanıtlaSilDavid Lynch benzetmesi yapan arkadaşı da buradan ücretsiz göz muayenesine ayrıca bekliyorum. masraflar benden.