spoiler içerir
Yönetmenler: Pete Docter, Ronaldo Del Carmen
Filmin Süresi: 94 dakika
Vizyon tarihi: 19 Haziran 2015
Fragman sayfanın altındadır.
Ters Yüz, benim
hakkındaki beklentilerimi ters yüz etti demek yanlış olmaz. Konusuna baktığımda
acaba fazla mı çocukça diyerek çekindiğim film içinde oldukça olgun unsurlar
taşıyordu.
Hikaye 11 yaşındaki Riley’nin
kafasında geçiyor daha çok. Riley’nin kafasında her duyguyu düzenlemek için
ayrı bir temsilci var ve bunları yöneten Neşe’nin de Riley’nin üzülmesinden çekilmesi nedeniyle
Üzüntü’yü sürekli kısıtladığını, oyalamaya çalıştığını görüyoruz. Hikaye Neşe’nin yine güzel ve sorunsuz bir
günü de atlattıklarına sevinip, artık ne olabilir ki demesiyle başlıyor ve
tabii ki bir şey oluyor: Riley ve ailesi Minnesota’dan San Fransisco’ya
taşınıyor. Bütün bu süreçte Riley’nin duygudurumunun nasıl yönetildiğini
izliyoruz. Ya da nasıl yönetilmediğini, çünkü Neşe , Üzüntü’yle beraber
kayboluyor.Hem de Neşe, üzüntü’nün
Riley’nin kişiliğini ve kişilik adalarını oluşturan çekirdek anıları üzüntüyle
özdeşleştirmesini önlemeye çalışırken. Böylece başlıyor, kendilerini merkezden
çok çok uzakta bulan Neşe ve Üzüntü’nün yolculuğu. Yolda Riley’nin hayali
arkadaşıyla karşılaşmak olsun, Rüyalarına girmek olsun, bilinçaltının üstüne
getirerek yollarını bulmaya çalışıyorlar.
Tabii ki Neşe ve Üzüntü’nün yokluğunda
Riley’nin duygudurum karmaşasına bir de yeni hayata alışma, hokey
takımına girme, yeni okul sıkıntıları eklenince her şey allak bullak oluyor.
Peki merkeze dönebilecekler mi, veya ikisi de dönebilecek mi ? Bunu görmek için
izlemeniz gerekecek.
Benim filmi özellikle sevmemi
sağlayan Riley’nin bilinci anlatılırken bunun mümkün olduğunca bilimsel
verilere teorilere uygun modellenmiş olması ve buna ilişkin küçük ayrıntılardı.
Mesela rüyalardan bahsedilirken, bir rüya çekimi sahnesi vardı ve orda kameraya
gerçekliği bozma filtresi eklenmesi, çekimin Riley’nin bakış açısıyla
yapılmasına çalışılması ve klasik rüyalardaki diş dökülmesi vb. gibi
ayrıntılar.
Buna ek olarak tüm görsel
ayrıntılar da çok güzeldi ve küçük nüanslarla bizi güldüren bu animasyon
gerçekten içe bakışı sağlayan çok mu çok tatlı bir filmdi. Kesinlikle
savsaklanmamış, üzerine düşünülmüş olduğu belli, kaliteli bir yapımdı. Herkese,
özellikle de Riley’nin (12) yaşlarında bu tür küçük şeylerin nasıl da aslında küçük
olmayıp büyük travmalara sebep verdiğini hatırlatması açısından tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder